Nietzsche'yi Kısa ve Pozitif Bir Şekilde Anlayabilmek

 --

Kuş yumurtadan çıkmaya savaşıyor. Yumurta dünyadır. Doğmak isteyen, bir dünyayı yok etmek zorundadır.
Hermann Hesse - Demain s.102

--

Salvador Dali'nin Geopoliticus Child tablosu


Geriye ne kalmıştı insandan, insan olabilmek kendinin arayışı değil miydi?

19.yüzyıl’da yaşamış Alman düşünürü Friedrich Nietzsche, kendi çağında ortaya çıkan kültürel yozlaşmanın sonuçlarını vurgulamıştır. Nietzsche, güçlü ve üst insan olabilmek için kültürel çöküşe neden olan norm ve değerlerin yıkılmasını savunur. Bu savunun altında, lebenphilosophie'nin önderlerinden olan Schopenhauer'dan itibaren ortaya konulan özgürlük savunusu yer almaktadır.

Nietzsche ımmortal anlayış içinde değerlendirilen bir düşünür değildir. Nietzsche, Hristiyanlıktan Aydınlanmaya kadar biçim değiştirmiş olan mutlak ve evrensel kabullerin, geçerli ahlak savunusunun haline gelerek model oluşturması ve düzen meydana getirmesinin bir ''etik çöküntü'' oluşturduğunu belirtir. Nietzsche’ye göre ahlaksızlık, mutlak değerlerin var olduğunun savunusudur. 

Nietzsche, güçsüzleştirici etken yaratan muhafaza edilen değerleri savunanların nihilist olduğunu belirtmiştir. Nietzsche, klasik ve kadim düşüncelerin merkezinde yer alan insanının, kendi içindeki arka planda kalan çatışmasının perdesini yırtmıştır. İnsanın varlığını sürdürebilmesi hayatında kendine kattıkları güçlü kalabilmesine bağlıdır. Nietzsche’ye göre, insanın toplumsal varlığında güç istenci, kültürün özgürlük ve determinizm arasında farklı şekillerde ve içeriklerde ortaya çıkan tartışılması gereken bir husustur. Dolayısıyla, Nietzsche’ye göre güçlü kalmak, insanın var olma durumunu etik ve estetik bir arayışa sahip olarak kazanılmasıdır. Nietzsche evrendeki her bireyselleşmenin zaman ve mekan fark etmeksizin güç istenci içinde olduğunu gösterir. Buna göre evrende, Nietzsche bütünlüğünü ve yapısını kendi koşulları içinde sağlayan her bir fenomenin varlığını sürdürmesinin altında, güçlü olmanın etkinliğinin yattığını savunur. Nietzsche, insanın çağlar boyunca güçsüz mahluk olmasına bağlı olarak kültürel yozlaşmanın sebebinde Apollonik ve Hristiyan geleneği olduğunu belirtir. Bu iki gelenek, mutlak surette iyi-güzel-mükemmel değerlerle çevrili, göksel hayata doğru ulaşılmasını ve değişmez kavramların sürdürülmesini hedefleyen, sonuçta çağlar boyunca kibirli insanı meydana getirmiştir. Nietzsche, muhafaza edilen ayrımların, değişmezlik ilkesi dahilinde ideal bütünlük sağladığını belirten ve ilkenin korunması için durgunluk ile saflığın aranmasının çağlar boyunca devam edilmesini savunan etkenin, Apollonik ve Hristiyanca olan kültürden kaynaklı olduğunu saptamıştır. Eğer insan, kendisinin belirlediği perspektifleri kendisinden başkasına yöneltirse, ahlaksızlık tezahür edilecektir. Nietzsche’ye göre yaşam, zıtlıkların çatıştığı bir döngüdür. İnsan arayış ve süreklilik içinde yaşamın zorluklarına yönelik mücadele etmelidir. Üst insan, deneyimlerinde oluş ve süreçlerin etkinliğini ön planda tutandır.

19.yüzyıl Alman düşünürü Friedrich Nietzsche, insanlığın tarihsel evreler içinde günümüz modern bireyine kadar, istemelerinin yarattığı kültürel yozlaşmanın sonuçlarını anlatmıştır.

Nietzsche’ye göre, sorgulanmadan doğrudan alınan norm ve değerler kültürel çöküşe yol açtığı gibi insanı güçsüz hale getirmektedir. Güç istencinin olumlayan yönünü misyon edinmek, üstün insan olabilmek anlamına gelir. Üst insan, deneyimlerinde oluş ve süreçlerin etkinliğini ön planda tutan bireydir. Nietzsche’ye göre yaşam, zıtlıkların çatıştığı ve sonra bir olduğu bir döngüdür. İnsan arayış ve süreklilik içinde yaşamın zorlularına yönelik mücadele etmelidir.

Eğer insan, kendisinin belirlediği perspektiflerini kendisinden başkasına yöneltirse, ahlaksızlık tezahür edilecektir. Nietzsche’ye göre ahlaksızlık, önceden verildiği kabul edilen, değerlerin ve kavramların savunulmasıdır. İnsanı güçsüzleştiren etkenin, muhafaza edilen değerlerin ve yasaların belirlenmesidir; iyi-kötü, güzel-çirkin ve yararlı-yararsız ayrımlarının yerleşik duruma gelmesidir. Nietzsche, muhafaza edilen ayrımların, değişmezlik ilkesi dahilinde ideal bütünlük sağladığını belirten ve ilkenin korunması için durgunluk ile saflığın aranmasının çağlar boyunca devam edilmesini savunan etkenin, Apollonik ve Hristiyanca olan kültürden kaynaklı olduğunu saptamıştır. Nietzsche, geçmiş ve modern insanın, güçsüz ve zavallı bir canlı olarak son insan ve nihilist olduğunu belirterek, insanlığın kendi kendisini doğadan soyutladığını ve yozlaşmış toplumun meydana geldiğini vurgulamıştır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar